18 Mayıs 2010 Salı

Bitter çikolata beyni koruyor

Yeni bir araştırma, bitter çikolata içindeki bir bileşiğin darbe almış olan beyni sonrasında koruduğunu ortaya çıkardı.



John Hopkins Üniversitesi araştırmacıları yeni bir çalışmayla bitter çikolata içindeki bir bileşiğin darbe almış olan beyindeki hücresel sinyalleri artırarak koruduğunu ortaya çıkardı. Sinir hücrelerini herhangi bir darbeden koruyan hücresel sinyallerin artışı da beyni doğal olarak herhangi bir darbeye karşı koruyabiliyor.

Bitter çikolata içindeki "epicatechin" isimli bileşikten farelere bir miktar veren bilim insanları, hayvanın beynine giden kan ihtiyacını keserek lokal kan dolaşımında bir darbe yarattılar. Sonrasında ise bu maddeyi almış olan hayvanların diğerlerine göre daha az beyin hasarına sahip oldukları ortaya çıktı.

Araştırma, Alzheimer rahatsızlığı ve yaşa bağlı belli bilişsel bozukluklar gibi kronik nörolojik durumlara karşı bir önlem niteliği taşıyor. Ancak epicatechinin koruyucu etkilerinden faydalanmak isteyenlerin ne kadar tüketmesi gerektiği araştırmanın aydınlanmamış kısmı hala.

Devam eden araştırma için bilim insanları, bu araştırmanın henüz insanlar için geçerlilik taşımadığını ve yüksek yağ ve kalori bulunduran çikolatanın çok fazla tüketilmemesi konusunda uyarıda bulunuyorlar.

Sigara içen erkeklerin IQ'su daha düşük


Yapılan araştırmaya göre, erkeklerde erken yaşta sigara kullanımı IQ seviyesini olumsuz anlamda etkiliyor.



Tel Aviv Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nün yaptığı bir araştırma, sigara kullanan genç erkeklerin yaşıtlarına oranla daha düşük IQ'ya (zeka puanı) sahip olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya katılan 18-21 yaş arası genç erkeklerin sigara kullanma oranları ile IQ oranları arasında ciddi bir bağlantı olduğu ortaya çıktı.

Yapılan testlerde sigara içmeyen bir gencin ortalama IQ'su 101 çıkarken, sigara içenlerin ortalama IQ puanı 94 çıktı. Günde bir paketten fazla sigara içen erkeklerin IQ oranı ise 90 çıktı.

Araştırmanın başında bulunan Profesör Mark Weiser sonuçlarla ilgili, "Ortalama IQ seviyesinin altında IQ'ya sahip kişiler söz konusu sağlık olduğunda, doğru karar verebilme yetisi gösteremiyorlar. Yine aynı insanlar, obezite ya da narkotik gibi sorunlarla karşılaşabilirler gelecekte. Bizim çalışmamız, risk grubunda olan bu gençlerin ailelerini uyarmak ve gençlerin daha iyi seçim yapmalarını sağlamaktır" açıklamasını yaptı.

Ultrasonik dalgalarla erkekleri kısırlaştıracaklar

Bilim insanları, ultrasonik dalgaları kullanarak erkekleri geçici bir süre için kısırlaştırabildiklerini keşfettiler.



ABD'nin Kuzey Karolina Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma, ultrasonik dalgalar yoluyla erkeklerde sperm üretiminin 6 aya kadar durdurulabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, şimdi bu yöntemi güvenli bir hale getirerek herhangi bir ilaç veya fiziksel müdahale olmaksızın erkeklerin kullanabileceği bir doğum kontrol yöntemi geliştirmeye çalışıyorlar.

Araştırmanın başındaki isim Dr. James Tsuruta, bu araştırmayla çiftlere yeni ve etkin bir doğum kontrol seçeneği sunmayı hedeflediklerini belirtiyor.

7 Mayıs 2010 Cuma

Küçük Kız ve Annesi



Küçük kız, kendini bildiği günden beri annesinden

büyük bir şefkat görmüş ve ondan duyduğu sözlerle,

pamuk prensesten daha güzel olduğuna inanmıştı.

Ona göre; nur yüzlü ve badem gözlüydü. Bir tanecik

yavrusuydu her zaman. Ama ilk okula başlayınca işler

değişti. Arkadaşları onun hiç de güzel olmadığını, hatta

çirkin bile sayıldığını söylemekteydi. Küçük kız, ilk

önceleri onlara inanmadı çünkü herkes birbirini

kıskanıyordu. Ama bir kaç yılda gerçeklerle yüzleşti.

Annesinin bir pamuğa benzettiği yüzü, çiçek bozuğu

bir cilde sahipti. "Badem" dediği gözleri ise şaşıydı.

Vücudu da bir serviyi andırmıyordu. Demek ki, annesi

onu aldatmış ve yıllar yılı çekinmeden yalan söylemişti.



Genç kızın anne sevgisi, kısa bir süre sonra nefrete

dönüştü. Evlenme çağına gelmiş olmasına rağmen yüzüne

bakan yoktu. Üstelik de gözleri, bütün tedavilere rağmen

düzelmiyordu. Genç kız, doktorların gizlice yaptığı

konuşmalardan kör olacağını anladığında çılgına döndü

ve kendisini hâlâ çocukluk yıllarındaki ifadelerle seven

annesinin bu yalanlarına dayanamayıp evi terk etmeye

karar verdi. Fakat annesi, uzak bir yerde iş bulduğunu

söyleyerek ondan önce davrandı ve kazandığı paraları

bir akrabasına gönderip, kızına bakmasını rica etti.

Genç kız bir süre sonra görmez oldu. Karanlık dünyasıyla

baş başaydı. Bu arada annesini hiç merak etmiyordu.

Yalancıydı annesi, ölse bile bir kayıp sayılmazdı.

Bir gün doktorlar, uygun bir çift göz bulduklarını

söyleyerek kızı ameliyat ettiler.



Ancak o, gözünü açtığında yine aynı yüzü görmekten

korkuyordu. Fakat kör olmak zordu. En azından kimseye

yük olmazdı. Genç kız, ameliyat sonunda aynaya baktığında,

müthiş bir çığlık attı. Karşısında bir dünya güzeli vardı.



Gerçekten de harika bir kızdı gördüğü. Yüzündeki

bozukluklar tamamen kaybolmuştu. Çok kemerli olan

burnu düzelmis, kepçe kulakları normale dönmüş ve

yaban otlarını andıran saçları, dalga dalga olmuştu.

Genç kız, yanındaki yaşlı doktora sevinçle sarılarak:

"Sanki yeniden dünyaya geldim!" dedi. "Yüzümde hiçbir

çirkinlik kalmamış, estetik ameliyatı siz mi yaptınız?"

Yaşlı doktor: "Böyle bir ameliyat yapmadık kızım!."

diye gülümsedi. Annenin bağışladığı gözleri

taktık. Sen, onun gözünden gördün kendini!."