Sesiyle Ahmet Kaya'yı duruşuyla Yılmaz Güney'i anımsatan ve güçlü bir sese sahip olduğunu düşündüğümüz sanatçı Uğur Karataş Piyazcımda bizlere güzel anılar bahşetmiştir.
Özel olarak düzenlenmiş bir organizasyon olmadığı için Sazını beraberinde getirmeyen Uğur Karataş yalın sesiyle birkaç kendi eserinden birkaç tane de Ahmet Kaya'nın parçalarından okuyarak güzel bir gece geçirmemize vesile olmuştur.
Her ne kadar Tahin yemediğini söylese de Piyaz, ve Kabak tatlısını tahinli yiyerek bu aşamada tebrikler yağdırırken tavuk ciğerini ağzına bile almayan bir insan olarak tarifini bile istemiş bulunmaktadır.
Piyazcım ailesi olarak kendilerine teşekkürü bir borç biliriz.
Yapılışı: Patlıcanlar ateşte güzelce közlenir.Közlenmiş patlıcanlar ayıklanır ve acı suyu çıkartıldıktan sonra havanda az tuzla iyice ezilir.
Macun kıvamına gelen patlıcanlara ılıkken, yavaş yavaş beyaz tahin eklenir, bir yandan da karıştırılarak iyice yedirilir.
Servis tabağına alınan közlenmiş tahinli patlıcanlar çatalın ucuyla düzlenir ve üzerine arzuya göre bir dal biberiye yahut taze kekik ya da taze nane yaprağıyla süslenerek ılık olarak servis yapılır..
3 Temmuz’da KuruÇeşme Arena’da 1001 çeşit meze ile dünyanın en büyük meze sofrasını kurulup hep birlikte Guiness Rekor denemesine katılınacak. Ayrıca tüm gün boyunca çeşitli aktiviteler ile eğlenip sonrasında konserlerle hep birlikte müzik ziyafeti çekeceğiz.
Biletler, Biletix’den iki kategori halinde satışa sunulacak:
BiletKazan'dan 4 Adet Sahne Önü Bilet // 70 TL – 4 Kişilik Masada Kişi Başı // 4 Ana Yemekli Menü ve Limitsiz Yeni Rakı!
BiletKazan'dan 6 Adet Normal Bilet // 35 TL – 2 TEK Yeni Rakı (ya da 1 DUBLE Yeni Rakı), 1 Meze Tabağı!
14:00 Rekor Masası Tamamen Hazırdır
14:00-16:00 Guinness Yetkilisi Resmi Kontrolleri
16:00-17:00 Foto Çekimleri
17:00 Kapı Açılışı
19:00 Büyük Yeni Rakı Orkestrası
20:15 Rekor Masasının Tanıtımı ve Anlatımı
20:30 Emre Aydın Konseri
21:30 Emre Aydın Emel Sayın Konseri
22:00 Konseri
23:30 Toplu Final Performansı
00:00 Bitiş
SANATÇILAR
•Emre Aydın:
•Emel Sayın:
•Yeni Türkü:
•Surpriz Sanatçılar:
Bu festivale "BEDAVA" bilet kazanmak isteyen arkadaşlar
Akdeniz mutfağına bayılırım..hele Antalya'nın o kendine has piyazına, kabak tatlısına, şiş köftesine..
Ama bu lezzetleri tadabilmek için Antalya'ya uzuuun bir seyahat fikri de epey yorucu geliyordu. Yani düşünsenize, canınız kruvasan çektiğinde Fransa'ya gitmeniz gerekse siz nasıl hissederdiniz? ya da suşi için taaaa Japonya'ya gidebilir miydiniz?
Aynı duyguları ben de Antalya Piyazı başta olmak üzere diğer lezzetleri için yaşamaktaydım : uzunn bir yol asla çekilmezzzz...
Fakat heyhaaattt birileri sanki sesimi duymuş olacak ki, Beşiktaş'ta Antalya yemekleri yapan bir yer açıldığını duydum ve sevinçten ağzımın suları akmaya başladı :D
Artık doya doya, tıka basa yiyebilecektim sevdiğim lezzetleri..ama ya Antalyadaki kadar güzel değillerse diye de düşünmeden edemiyordum.
En nihayetinde, günlerden bir gün atladım gittim Piyazcım'a..
- "Piyazz istiyorumm" dedim ...
Güleryüzlü personel, halimi görünce daha bir gülümser olmuştu.. kıtlıktan çıkmış gibi sipariş verip yiyişime gülümsüyorlardı sanırım :D
Piyazın yanına şiş köfte, üstüne tahinli kabak tatlısı derken midemi de nefsimi de doyurdum..Yemek üzerine de ikram edilen bergamotlu-karanfilli çayı içince oohhh mayıştım resmen..
Daimi mekanım oldu artık Piyazcım.. Gidemediğim zamanlarda sipariş veriyorum, gönderiyorlar..misss..
Ama gitmeyi, sipariş vermekten daha çok seviyorum.. Beşiktaşın merkezinde ama gürültüden kalabalıktan uzak, sanki evinizin bahçesine ya da salonuna girer gibi rahat ve samimi hisediyorsunuz kendinizi.. hani neredeyse, yemeğin üzerine ben azcık kestireyim şurada diyebileceğiniz rahatlıkta..
Bak, piyazdan, tahinli kabak tatlısından bahsettim, karnım acıktı şimdi..Gideyim de şööyle güzel bir special tavuk ciğeri yiyeyim (ki, yalansız, İstanbul'da yiyebileceğiniz en güzel ciğer diyebilirim), yanına tahinli közlenmiş patlıcan, üzerine bi porsiyoncuk da tahinli kabak tatlısı.. Çayınızı da özledim beeee..
Yeni bir araştırma, bitter çikolata içindeki bir bileşiğin darbe almış olan beyni sonrasında koruduğunu ortaya çıkardı.
John Hopkins Üniversitesi araştırmacıları yeni bir çalışmayla bitter çikolata içindeki bir bileşiğin darbe almış olan beyindeki hücresel sinyalleri artırarak koruduğunu ortaya çıkardı. Sinir hücrelerini herhangi bir darbeden koruyan hücresel sinyallerin artışı da beyni doğal olarak herhangi bir darbeye karşı koruyabiliyor.
Bitter çikolata içindeki "epicatechin" isimli bileşikten farelere bir miktar veren bilim insanları, hayvanın beynine giden kan ihtiyacını keserek lokal kan dolaşımında bir darbe yarattılar. Sonrasında ise bu maddeyi almış olan hayvanların diğerlerine göre daha az beyin hasarına sahip oldukları ortaya çıktı.
Araştırma, Alzheimer rahatsızlığı ve yaşa bağlı belli bilişsel bozukluklar gibi kronik nörolojik durumlara karşı bir önlem niteliği taşıyor. Ancak epicatechinin koruyucu etkilerinden faydalanmak isteyenlerin ne kadar tüketmesi gerektiği araştırmanın aydınlanmamış kısmı hala.
Devam eden araştırma için bilim insanları, bu araştırmanın henüz insanlar için geçerlilik taşımadığını ve yüksek yağ ve kalori bulunduran çikolatanın çok fazla tüketilmemesi konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Yapılan araştırmaya göre, erkeklerde erken yaşta sigara kullanımı IQ seviyesini olumsuz anlamda etkiliyor.
Tel Aviv Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nün yaptığı bir araştırma, sigara kullanan genç erkeklerin yaşıtlarına oranla daha düşük IQ'ya (zeka puanı) sahip olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya katılan 18-21 yaş arası genç erkeklerin sigara kullanma oranları ile IQ oranları arasında ciddi bir bağlantı olduğu ortaya çıktı.
Yapılan testlerde sigara içmeyen bir gencin ortalama IQ'su 101 çıkarken, sigara içenlerin ortalama IQ puanı 94 çıktı. Günde bir paketten fazla sigara içen erkeklerin IQ oranı ise 90 çıktı.
Araştırmanın başında bulunan Profesör Mark Weiser sonuçlarla ilgili, "Ortalama IQ seviyesinin altında IQ'ya sahip kişiler söz konusu sağlık olduğunda, doğru karar verebilme yetisi gösteremiyorlar. Yine aynı insanlar, obezite ya da narkotik gibi sorunlarla karşılaşabilirler gelecekte. Bizim çalışmamız, risk grubunda olan bu gençlerin ailelerini uyarmak ve gençlerin daha iyi seçim yapmalarını sağlamaktır" açıklamasını yaptı.
Bilim insanları, ultrasonik dalgaları kullanarak erkekleri geçici bir süre için kısırlaştırabildiklerini keşfettiler.
ABD'nin Kuzey Karolina Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırma, ultrasonik dalgalar yoluyla erkeklerde sperm üretiminin 6 aya kadar durdurulabileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, şimdi bu yöntemi güvenli bir hale getirerek herhangi bir ilaç veya fiziksel müdahale olmaksızın erkeklerin kullanabileceği bir doğum kontrol yöntemi geliştirmeye çalışıyorlar.
Araştırmanın başındaki isim Dr. James Tsuruta, bu araştırmayla çiftlere yeni ve etkin bir doğum kontrol seçeneği sunmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Bir gün, bir bilge iki çocuğunu yanına alarak ormanda gezintiye çıktı. Aradan biraz zaman geçtikten sonra küçük olan çocuk yorulmaya başladı ve babasına dönerek:
“Babacığım çok yoruldum, beni kucağına alır mısın?”
Babasından “Artık sen kucakta taşınamayacak kadar büyüdün.” cevabını alan çocuk, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Bilge tek kelime bile etmeden etrafına bakındı ve yakındaki kuru bir ağaçtan bir çubuk kesip yonttu ve sonrasında çocuğa uzattı:
“Al bakalım, sana güzel bir at. Bu seni taşır hem daha hızlı götürür.”
Çocuk, dal parçasından yapılmış ata sevinçle bindi ve gülerek koşmaya başladı. Küçük oğlunun kuru bir dal parçası sayesinde yorgunluğunu unutarak canlanmasını gören baba hayretler içinde olan biteni izleyen kızına döndü ve:
“İşte, hayat budur!” kızım. “Bazen kendini çok yorgun hissedebilirsin. Böyle olduğunda, kendine değnekten bir at bul ve yoluna devam et. Bu at, yerine göre bir arkadaş, bir şarkı, bir umut, bir dua, bir çiçek, bir özlem, bir hayal ya da küçük bir çocuğun tebessümü olabilir.”
Ncomputing'in yeni yongası düz ekran televizyonları ekonomik yoldan bilgisayara dönüştürecek.
Yonga üreticisi Ncomputing, yeni nesil düz ekran televizyonlarda kullanılmaya uygun ve Android, Linux, Windows gibi işletim sistemlerini çalıştırabilen yeni bir yonga ürettiğini duyurdu. Numo adı verilen ve çift çekirdekli ARM işlemciyi temel alan yonga, üretim sırasında televizyon veya set üstü alıcı gibi kutulara uygulandığında bu cihazları ek bir bağlantı yapmaya gerek kalmaksızın kapsamlı bir bilgisayara dönüştürebilecek.
Netbook gibi cihazlara da uygulanabilen Numo, kablosuz bağlantı özelliğini de beraberinde getiriyor. Üstelik fiyatı da oldukça hesaplı. Yonganın maliyeti 20 dolar, ek bağlantı için kullanılan araçların fiyatı ise 10 dolar. LG şimdiden yeni nesil televizyonlarına dahili internet bağlantısı ve bilgisayar yetenekleri kazandırmak üzere Numo yongalarını kullanacağını duyurdu. Diğer birçok üreticiyle de görüşmeler sürüyor.
İngiltere'deki hatalı yazılımın geçtiğimiz 10 yılda yüzlerce kişinin ölümünden sorumlu olduğu düşünülüyor.
İngiltere'de yayınlanan The Telegraph gazetesinin haberine göre acil durumlarda gelen çağrıların önceliğini belirleyen sistemde yapılan bir hata, geçtiğimiz 10 yıl içinde yüzlerce acil vakanın ölümüne neden oldu.
Olay, Amerika'da geliştirilen uluslararası acil uyarı sistemindeki bir ayarın aktarımı sırasında alınan yanlış bir karardan kaynaklanıyor. Normalde bu sistem 6 feet, yani yaklaşık 2 metre ve üstündeki yüksekliklerden gerçekleşen düşmeleri birinci önceliğe sahip A sınıfı acil durum olarak sınıflandırıyor. Bu sınıftaki vakalara da ortalama 8 dakika içine yardım ulaştırılması gerekiyor. Fakat sistem İngiltere'ye uyarlanırken, bu sınıfa giren uyarılar daha az öncelikli olan B sınıfına indirilmiş. Bu da 2 metre ve üzerindeki yükseklikten düşen vakalarda yardımların gecikmesine neden olmuş.
Olay, 58 yaşındaki Bonnie Mason'un yaklaşık 4 metre yüksekliğindeki merdivenlerden yuvarlanması vakasının ilkyardım merkezi tarafından hayati tehlike olarak sınıflandırılmaması ve Mason'un kafa travması nedeniyle hayatını kaybetmesi üzerine ortaya çıkmış. Mason'un 38 dakika boyunca bilinçsiz bir şekilde yattığı ve bu süre boyunca yardım ulaşmadığı için hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Facebook önümüzdeki ay konumları da devreye sokacak
Kullanıcıların en gizli kişisel bilgilerini ve hayat akışını güle oynaya paylaştığı sosyal mecraların en önde gelen ismi Facebook, önümüzdeki aydan itibaren konum paylaşma servislerini de hizmetlerinin bir parçası haline getireceğini açıkladı. Yani artık sadece kimlik bilgilerinizi, çektiğiniz fotoğraf ve videoları, günlük hayatınızı bu platform üzerinden paylaşmakla kalmayacak, üstüne nerede olduğunuzu da adım adım listenizdekilerle paylaşabileceksiniz.
Bu servisin kullanıcılar arasında hızla popüler olacağı ve 400 milyona yakın üyesi olan Facebook'un gerçek hayattaki yaşamı biraz daha kendi üzerine çekeceği düşünülüyor. Çoğu kişinin bu platform üzerinde Farmville gibi uygulamalara hatırı sayılır ölçüde zaman harcadığı da düşünülürse insan "Acaba Facebook ilerde Matrix'e mi dönüşecek" demekten kendini alamıyor.
Rahmetli babamın annemden sonraki en büyük aşkıydı o..
Her akşam yeniden bakmak için hayata..enn özenli sofralar hazırlanırdı O'nun baş misafir edildiği..
Şerefe kalkan kadehler, saygıda kusur etmemek için ayak topuklarına kadar indirilirken, kahkahalar taaa ay'a kadar yükselirdi..
O'na eşlik edebilecek ennn güzel ve en özel mezeler seçilirdi..ama limonla ezilmiş tahin helvası, beyaz peynir ve yoğurt, rahmetli babamın vazgeçilmezleri,olmazsa olmazlarıydı..Yanına da ille de balık..yeşillik...Onlar olmazsa "O" ağlar derdi hep dudağını bir bebek gibi büküp gülümseyerek..
Billurdan karafakilerde sunulur, asla ama asla su katılmazdı..
"Ne rakıyı sarhoş et, ne de suyu boğ kızım" derdi hep babam, küçük kadehime şerefe yaparken..
Fasıllar çalınır söylenir, ille de hamiyetler, münir nurettinler, safiyeler, müzeyyenler anılır..sanat müziğinin en ağdalı ve en ağır eserleri icra edilirdi..
İlerleyen gecede vur patlasın çal oynasına dönülür, rakı kadehleri bu sefer pantolon kemerlerinin arasını, alınları süslemeye başlar, oyuna eşlik ederdi..
Bazen nasıl da özlüyorum o günleri..
"Yeni'den bakınca dönüp şöyle bir hayata, babam, babamın bana öğrettiği o içki sofrası ve içme adabı.. fasıllar, karafakiler, hamiyetler, müzeyyenler, topuğa inen kadehler, sevda denilince buğulanan gözler, babamın anneme o aşık bakışı,sarılışı, öpüşü.. hepsi bir rüya gibi..
Geriye kalan tek şey elimdeki o değişmeyen Aslansütü..
Microsoft, Windows 7'nin pil performansı üzerinde yarattığı problemleri incelemeye aldığını açıkladı.
Microsoft, son zamanlarda giderek daha fazla kullanıcının şikayet etmeye başladığı Windows 7'ye bağlı pil problemini düzeltmek için çalışmaya başladıklarını açıkladı. İlgili problem, Windows 7 yüklü dizüstü bilgisayarlarda pil ömrünün belirgin ölçüde azalmasına neden oluyor. Hatta bu iş, Windows'un kullanıcıya "Piliniz iyice eskimiş, değiştirmenizi tavsiye ederiz" mesajları göstermesine kadar uzanıyor.
Microsoft'un teknik destek forumunda bu konuyla ilgili mesajlar, yaklaşık yarısı son bir ay içinde olmak üzere 400'e doğru tırmanma eğiliminde. Microsoft ise verdiği cevapta bunun kendilerinden kaynaklanan bir sorun olabileceğini ve çözüm için çalışmalara başladıklarını duyurdu.
Siz de Windows 7'li bilgisayarınızın pil ömründen şikayetçiyseniz, önümüzdeki dönemde yayınlanacak bir güncellemeyle muhtemelen bu durumun düzeldiğini görebilirsiniz.
Önümüzdeki hafta Vancouver'daki kış olimpiyatlarını ziyaret edenleri akılları zorlayan bir sürpriz bekliyor.
Önümüzdeki hafta Vancouver'daki kış olimpiyatlarını ziyaret edenler, Niagara Şelalesi'nin kontrolünü ele alacak. Toronto'dan InteraXon adlı şirketin oluşturduğu projeyle Vancouver'daki Ontario Pavillin'u dolduran ziyaretçiler, şelaleyi aydınlatan ışıkların rengini sadece düşüncelerinin yardımıyla değiştirebilecekler.
Sistem, ziyaretçilere verilecek bir kask sayesinde algılanan beyindeki alfa ve beta dalgalarının yorumlanarak renklere dönüştürülmesi prensibiyle çalışacak. Sakin düşünceler ışıkların yavaşça kısılmasına ve renklerin yumuşamasına, yoğun düşünceler ve ani heyecanlarsa ışıkların parlamasına ve renklerin canlanmasına neden olacak.
Sistem, Niagara Şelalesi ile birlikte Toronto'daki CN Kulesi ve Ottawa'daki parlamento binasının aydınlatmasını değiştirmek için de kullanılacak.
Facebook'ta yüzlerce arkadaşınız da olsa beyniniz en fazla 150 kişiyi idare edebiliyor.
Oxford Üniversitesi Evrimsel Antropoloji Uzmanı Robin Dunbar'ın yürüttüğü araştırmaya göre, ne kadar çok Facebook arkadaşınız olursa olsun, insan beyni ancak 150 anlamlı ilişkiye açık olabiliyormuş.
Dunbar bu sayıya 1990'lı yıllarda Neolitik köylerden modern kurumsal ofislere kadar incelediği çeşitli toplumları araştırarak ulaşmış. "Dunbar'ın sayısı" isimli teoriye göre, insanın neokorteks büyüklüğü, sosyal çevresini yaklaşık 150 arkadaşla sınırlıyor. Dunbar tarih süresince insanların en fazla 150 kişilik sosyal gruplar oluşturduğunu, daha geniş gruplarda sosyal ilişkilerin zamanla bozulduğunu ve bağların koptuğunu dile getiriyor. Dunbar şimdilerde araştırmasını daha da ileriye götürerek sosyal ağları inceleme eğiliminde. Facebook üzerinde bin beşyüz arkadaşınız olsa bile, bunun ancak 150'siyle ilişkilerin sağlıklı sürdürülebileceğini iddia ediyor.
Dunbar'ın diğer gözlemleri cinsiyet farkının da bu konuda önemli olduğunu gösteriyor. Kızlar arkadaşlık kurma ve iletişim konusunda erkeklerden daha başarılıyken, erkekler bu konuda biraz pasif kalıyor.